Travma, diş eti hastalığı ve çürük gibi çeşitli nedenlerden dolayı doğal dişlerini kaybetmiş hastaların; titanyum veya seramik esaslı yapay köklerin çene kemiğine yerleştirilmesi ve üzerlerine sabit ya da hareketli protezler yapılmasıyla hastanın diş eksikliğinin giderildiği bölümümüzdür.
İmplantlar tek diş eksikliklerinde, tek veya çift tarafında arka dişlerini kaybetmiş hastalarda, az sayıda kalmış doğal dişlere destek olmak amacıyla ve tüm doğal dişlerini kaybetmiş hastalarda uygulanmaktadır.
İmplant uygulanması planlanan hasta, klinik ve radyografik tetkiklerden geçirilir. Bu incelemeler sonucunda uygulanacak implantın tip, çap ve boyuna; daha sonra protez tipine karar verilir. Bu doğrultuda farklı implant ve protez tiplerine bağlı olarak tedavi süresi değişebilmektedir. Tedavi süreci bir gün ile altı ay arasında farklılık gösterir.
Dişlerimiz anatomik olarak ele alındığında, en dışta mine, altında dentin ve onlarında altında pulpa olarak adlandırılan damar-sinir sisteminin bulunduğu ve dişe canlılığını veren doku bulunmaktadır. Pulpanın çeşitli nedenlerle iltihaplanması sonucunda dişe kanal tedavisi yapılmalıdır.
Kanal tedavisi günümüzde özel olarak hazırlanmış kanal eğeleri ve endomotorla yapılmaktadır. Teknololojinin de yardımı ile kanalların boy ve lokasyonları özel cihazlarla çok daha net bir şekilde hekime ulaştığı gibi gerektiğinde ağız içi röntgenlerlede tedavi desteklenmektedir.
İltihaplı pulpa ve kanalların temizlenip, doldurulmasından sonra estetik dolgularla ya da porselen kaplamalarla diş klinik olarak eski formunu kazanmaktadır.
Dişlerin gelişimi sırasında alınan antibiyotikler, fluorür gibi bazı ilaçlar ve geçirilen ateşli çocuk hastalıklar diş renklenmelerine neden olur. Bunların yanı sıra, diş renklenmelerinin en önemli sebebi boyar madde içeren yiyecek, çay, kahve ve kola gibi içeceklerin sık tüketilmesidir. Ayrıca, sigara, pipo vb. tütün içeren ürünlerin kullanımı dişlerin beyazlığını kaybetmesine neden olmaktadır. Diş beyazlatma işlemi iki şekilde uygulanır. Klinikte hekim tarafından uygulanacak olan “Klinik Tipi Beyazlatma (Office Bleaching)”, evde kişi tarafından uygulanacak olan “Ev Tipi Beyazlatma (Home Bleaching)” olarak adlandırılır. Klinikte Beyazlatma Diş Hekimi tarafından klinikte uygulanan yöntemdir. Hekim önce diş yüzeyi temizliği yapar. Diş eti özel koruyucu bariyer ile kapatıldıktan sonra diş yüzeylerine beyazlatıcı ajan uygulanarak hekim kontrolünde işlem yapılır. İşlem 15-30 dakika arasında sürebilir ve bir veya birkaç seans tekrar edilmesi gerekebilir. Evde Beyazlatma Hekimin tercihine göre hasta kontrolünde evde yapılan beyazlatma işlemidir. Hastadan diş ölçüleri alınarak beyazlatma plakları hazırlanır. Beyazlatma ajanı bu plaklara uygulanarak hekimin belirlediği sürelerde hasta tarafından evde uygulanır. Belli sürelerde hekim tarafından kontrol edilir.
Laminalar özellikle ön grup dişlerde uygulanabilen çok ince porselenlerdir. Porselenin fiziksel özelliklerinin güçlendirilmesi çok daha ince yapılabilmelerini sağlamıştır. Günümüz diş hekimliği daha konservatif bir yaklaşımla, daha az doku kaybı gerektiren restoratif işlemleri ön plana çıkartmaktadır. Porselen laminalar, diş dokusundan çok az veya çoğu zaman hiç preparasyon gerektirmeden uygulanabilen restorasyonlardır. Özel yapıştırıcılar kullanılarak yapıştırılan laminaların renk geçirgenliğinin çok iyi olması estetik olarak mükemmel sonuçlar alınmasını sağlamaktadır.
Laminaların sağlıklı, dayanıklı hem de renk stabilitelerinin çok iyi olması günümüzde çok yaygın bir restoratif seçenek olmasını sağlamıştır.
Çok ince olarak üretilen laminalar hassas tekniklerle elde edilmektedir. Bu da diş ve çevre dokularla olan uyumunun mükemmel olmasını sağlamaktadır.
Teklolojinin diş hekimliğine girmesiyle günümüzde geleneksel yöntemlerin üzerine çıkan bir çok uygulamalardan biride Tam seramik kaplamalardır.
Metal alt yapı kullanılmadan yüksek basınç altında preslenmiş seramik çekirdek üzerine cam seramik pişirilerek elde edilen yüksek dayanıklıktaki porselendir.Metal ya da zirkonya alt yapı bulunmaması ve seramiğin doğal yapısı sayesinde dişe en yakın şeffaflik ve ışık geçirgenliğinin olması dişi çok iyi taklit etme olanağını tam seramik protezlerin en önemli özelliğidir.
Güçlendirilmiş yapıları nedeniyle kırılmazlar; ancak doğal dişleri için tehlike oluşturabilecek her darbe empressler için de tehlike arz eder.
Zirkonyum, metal desteksiz seramiklerde alt yapı materyali olarak kullanılan hem estetik hem de dayanıklı bir porselen çeşitidir. Zirkonyum destekli yapılan seramik restorasyonlar en az metal destekli seramik restorasyonlar kadar dayanıklı olmakta bu da daha estetik restorasyonların yapılmasına olanak vermektedir.
Ağız Diş ve Çene Cerrahisi ağız, diş ve çene bölgesindeki hastalıkların tanısının ve yapılacak tedavilerinin, klinik ve radyografik olarak belirlendiği diş hekimliği dalıdır.
Ağız boşluğu içerisinde yer alan yumuşak doku (yanak, damak, dil, dudak gibi) ve sert dokuları (dişler,kemikler,eklem) ilgilendiren her türlü rahatsızlığın teşhisini ve cerrahi tedavisini lokal anestezi, genel anestezi veya sedasyon altında ameliyathane ortamında operasyonlar yaparak gerçekleştiren bir bölümdür.
Diş çekimleri,20 yaş dişi çekimleri, gömülü diş operasyonları, implantlar, çene kırıkları tedavisi, çene tümörlerinin,çene ve çevre dokuları apse ve kistlerinin saptanması ve tedavisi, protez ve ortodontik tedavi öncesi dokuların düzenlenmesi vs gibi olgular çene cerrahisi kapsamındadır.
Hastanın hiçbir dişinin olmadığı durumlarda kullanılan Total Protez ( damaklar ) ve kısmı dişsizlik olduğu durumlarda kullanılan parsiyel protezlerden oluşmaktadır.
Temizlik amaçlı ve hastanın uyku süresince çıkartılıp özel sıvı ve kaplarda muhafaza edilebilirler. Bölümlü protezler dişler ve porselenlerden destek aldığı gibi implantlardan destek alınarak yapılabilir.
Hastanın kemik kalınlığı ve yüksekliğinde oluşan değişimler sonucunda ya da diş kayıpları sonucunda yenilenmesi gerekir bunun dışında uzun sure kullanımı mümkündür.
İmplantların cerrahi olarak çene kemiğine yerleştirilmesi ve kemişleşme zamanının ardından yapılan protezlerdir.
İmplantların yerleştirilmesi kadar önemli olan bir konudur. İmplantlarının ömrünü ve kullanımını belirleyen ana faktörlerden biri de yapılan protezin başarısıdır.
İmplantın konumu ve boyutuna göre hareket edilerek özel olarak hazırlanan modellerle çalışılır. Protezin harekeli yada sabit olacağı hekimin kararı çok önemlidir.
Günümüzde birçok durum ve farklı vaka grupları için çeşitli implant üstü protez yapmak mümkündür. İyi tasarlanmış ve labaratuar aşamaları başarılı sonuçlanmış implant üstü protezler uzun yıllar ağızda güvenle ve sağlıklı bir şekilde kullanılabilir. İstenildiği taktirde implanlara hiç bir zarar vermeden sökülüp yenileme imkanı vardır.
Hekim tarafından ağıza yapıştırıldıktan sonra çıkarılmayan daimi protezlerdir. Sabit protezlerde destek olarak kullanılacak dişler aşındırılarak gelecek protez için yer açılır. Daha sonra ağız içinden ölçü alınarak labatuar aşamalarına geçer ve ağıza özel yapıştırıcılarla yapıştırılır.
Doğumdan ergenlik çağının sonuna kadar geçen dönemde çocukların süt ve daimi dişlerinin sağlıklı olarak korunmasını, çürük, travma, kalıtımsal ve benzeri etkenlerin bu dişlerde oluşturduğu sorunların giderilmesi amacıyla çocukların ağız ve diş sağlığı ile ilgilenen diş hekimliği dalıdır.
Pedodonti bölümü tedavileri kapsamında;
Dişler ile çenenin estetik ve fonksiyonunu ideale ulaştırarak bireyin yaşam kalitesini yükseltmesine katkıda bulunan tedavi prensipleridir. Dişlerinizin sağlığıyla beraber, gülümsemenizin de düzelmesini ve daha iyi olmasını sağlayan uzmanlık alanıdır.
Hangi yaşta olursa olsun, tedavi edilmeyen ortodontik problem daha da kötüleşir. Zaman geçtikçe, çapraşıklık nedeniyle dişlerin yeterince temiz tutulamaması sonucu oluşan çürük ve dişeti hastalıkları diş kayıplarına sebep olabilir. Bunların yanında bozuk kapanışlar diş yüzeylerinin anormal aşınmasına, çiğneme ile konuşmada zorluklara ve destek kemik ile dişeti dokularının hasarına yol açabilmektedirler.
Ağız içi boşluğundaki dişlerin çevresini saran onların beslenmesini çene kemiginin üstünü kaplayan ve dişlerin çene içerisinde tam olarak tutunmasını sağlayan diş – çene kemiği arasındaki amortisör görevi yapan bağ dokusu hastalıklarının tedavilerini kapsayan diş hekimliği dalıdır.
Diş eti hastalıklarının pek az bölümünde kalıtsal özelliklere rastlanılır. Genellikle bu hastalık bireyin ideal diş fırçalama alışkanlığının olmaması diş hekimin periyodik kontrollere gitmemesi çürük dişler, yanlış dolgu ve diş protezleri, yanlış ya da aşırı kullanılan sistemik ilaçlar yine yanlış diş fırçalamaktan kaynaklanan diş eti çekilmeleri en önemlisi ise hastanın fırçalama anında diş eti kanamasını önemsememesi ve ihmallerinden kaynaklanır.
Diş Eti Hastalıklarının Tedavileri:
Diş sıkması, günümüzde en fazla şikayetle karşılaşılan problemlerin başında gelmektedir. Günlük iş ve sosyal yaşam stresleri, nedenleri başında geldiği diş sıkma problemi, yumuşak ya da sert gece plağı uygulamasıyla çözmek mümkündür. Tedavi edilmediği durumlarda ileri çene eklemi sorunları ortaya çıkmaktadır ve tedavisi çok daha multidisipliner bir hal almaktadır
Ağız kokusu, insanı olumsuz etkileyen bir durum olarak bilinir.
Erişkinler veya küçüklerin, yaşamlarında mutlaka ağız kokusundan şikayetçi oldukları zamanlar olmuştur. Bazılarının ise, bu durumdan şikâyeti kroniktir.
Ağız kokusu; etkilediği bireyler için sosyal ve psikolojik yönden olumsuz bir durum haline gelmiştir.
Kötü ağız hijyeni, dişler üzerindeki gıda birikimi, ağızdaki çürük kaviteleri, çekim yaraları, ülserler, dental ve tonsiller, apseler (diş ve bademcikle ilgili apseler); gingivitis, periodontitis ve stomatitis gibi diş eti hastalıkları, ağız kuruluğu, kıllı dil gibi ağız içindeki problemlerden oluştuğu gibi; üremi, diabetik ketoasidoz, karaciğer rahatsızlıkları, kronik pulmoner hastalıklar, mide rahatsızlıkları gibi sistemik nedenlerle de görülebilir.
Diş hekimleri ağız kokusunun, lokal mi, yoksa sistemik faktörlere mi bağlı olduğunu tespit etmeli ve doğru teşhisi koyup ona göre tedavi yöntemini belirlemelidir.
Hekimine Sor!
